Burdur'da kuraklık tehdidi tehlikeli boyutlara ulaştı. Uzmanlar, kenti temmuz ve ağustos aylarında çok daha zor günler beklediğini söyleyerek "Kuraklığa sebep olan mısır, yonca, mermer sarmalından çıkmamızın tek yolu susuz tarım ile ekonomik değeri yüksek şifalı bitkiler ve gıda üretimi yapmaktır." dedi.
ABD'deki akademisyenlik görevini bıraktıktan sonra yerleştiği memleketi Burdur'da 4 yıldır susuz tarım yapan Dr. Ece Aynur Onur, kentte kuraklık tehdidinin tehlikeli boyutlara ulaştığını belirtti.
Temmuz ve ağustosta kenti çok daha zor günler beklediğini ifade eden Dr. Onur, Burdur'da yaşanan susuzluğun 3 önemli nedeni olduğunu; bunların, mermer ocaklarının denetimsiz su kullanması, kaçak sondajların önüne geçilememesi ve tarımda yanlış sulama olduğunu anlattı.
Kentin, mermer ocaklarının en yoğun olduğu illerin başında geldiğini anlatan Dr. Onur, "Mermer bloklarının kesiminde tonlarca su harcanıyor ancak bu kullanımın kaydı ve denetimi yok." dedi.
"İkinci olarak örneğin Karataş Gölümüz, çevresindeki yüzlerce kaçak sondaj nedeniyle tamamen kurudu. Şimdi Burdur Gölümüz de aynı tehlike ile karşı karşıya." diye konuşan Onur, "Kaçak sondajlar 15 bin TL gibi sembolik cezalarla yasal hale getiriliyor, acilen bunun önüne geçilmeli. Üçüncüsü, Burdur ve çevresinde büyükbaş yemi olarak yetiştirilen mısır ve yoncanın dönümüne senede 700 ile 1000 ton arasında su harcanıyor. Kuraklık tehdidi altında çok su tüketen tarım ürünlerini üretmek ne yazık ki susuzluğa, kuraklığa davetiye çıkarmak demektir. Burdur gibi kuraklık ve susuzluk yaşayan bir şehirde peyzaj düzenlemesi mutlaka sulamasız yetiştirilebilecek bitkilerle yapılmalı ve eğlence havuzları bir süreliğine de olsa devre dışı bırakılmalıdır." diye konuştu.
Burdur'da 4 yıldır yürüttüğü susuz tarım projesinin kentin susuzluk ve kuraklığına çare olacak çok önemli bir proje olduğunu söyleyen Dr. Ece Aynur Onur, "Kuraklığa sebep olan mısır, yonca, mermer sarmalından çıkmamızın tek yolu susuz tarım ile ekonomik değeri yüksek şifalı bitkiler ve gıda üretimi yapmaktır." dedi.