Cumhuriyet'in ilanından sonra Mesrur İzzet Bey tarafından tasarlanan Türkiye'nin ilk madeni parası 3 Ağustos 1924'te tedavüle girdi.
Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü'nden edinilen bilgiye göre, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk madeni parası 10 kuruş, 5 kuruş, 20 kuruş ve 100 para şeklinde basıldı. Bir yüzünde başak kabartması diğer yüzünde ise Osmanlıca harflerle Türkiye Cumhuriyet yazısı bulunan Mesrur İzzet Bey tasarımı bu paralar 1939 yılına kadar tedavülde kaldı. Bronz alaşımdan yapılan 100 paradan 1924-1939 döneminde 19 milyon adet basılırken, 10 kuruştan ise 11 milyon adet üretilip piyasaya sürüldü. Harf devrimi sonrası Türk alfabesinin kullanıldığı ve bir yüzüne Türkiye Cumhuriyeti yazısı veya Mustafa Kemal Atatürk silueti eklenen paralar olan 100 kuruş ve 1 lira 1934'te, 1 kuruş, 5 kuruş, 10 kuruş, 25 kuruş ve 50 kuruş ise 1935 yılında basıldı.
EN KÜÇÜK MADENİ PARA Cumhuriyet tarihinin en küçük madeni parası olan 10 para ise 1940 yılından itibaren basılmaya başlandı. Yıllar geçtikçe değerleri de büyüyen bozuk paralardan 5 liranın 1974'te, 10 liranın 1981'de, 20 lira, 50 lira ve 100 liranın 1984'te, 25 liranın 1985 ve 500 liranın 1989'da basımı gerçekleştirildi. 1990'lı yıllara gelindiğinde 2 bin 500 lira, 5 bin lira, 10 bin lira, 25 bin lira, 50 bin lira ve 100 bin lira tedavüle girdi. 250 bin lira ise 2002 yılında tedavüle konuldu. Geçen 100 yılda tasarımın yanı sıra paradan sıfır atılması, Yeni Türk Lirası'na geçiş, TL'ye dönüş, Türk lirasının yeni simgesine kavuşması gibi birçok yenilikler yaşanırken, madeni paraların kalınlıkları ve alaşımları da değişti. Tek metalli paralardan iki metalli paralara geçiş yapılmasıyla birlikte bugün 50 kuruştan 5 liraya kadar olan paralar iki metalli, 1 kuruş, 5 kuruş, 10 kuruşlar ve 25 kuruşlar ise tek metal olarak üretilmeye başlandı. Dünyada da örnekleri bulunan bu basım şekli, güvenliğin yanı sıra optimizasyon sağlanarak paranın hafifletilmesi ve kalitesinin artırılması amacıyla yapılıyor. Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğünün Beşiktaş'taki yerleşkesinde üretim, Merkez Bankasının piyasa ihtiyacını gözeterek yaptığı analizler sonucunda Hazine ve Maliye Bakanlığının talimatıyla gerçekleştiriliyor. 3 AŞAMALI KONTROL Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü Darphane Daire Başkanı Şenol Yıldız, Beşiktaş'taki yerleşkede 10 üretim hattı olduğunu belirterek, tedavül sürecindeki kontrollerle ilgili şu bilgileri verdi: "En başta temin ettiğimiz ham maddenin belirlenen spektlerde olması gerekir. İlk kontrolümüz burada başlar. Bu hem kimyasal kontrolü hem de fiziki kontrolü içerir. Devamında ürettiğimiz paranın kontrolü yapılır. Paranın üretim kalitesi açısından değerlendirmesi, fiziki olarak üretimdeki arkadaşlarımız ve laboratuvarımız tarafından yapılır. Merkez Bankamıza gönderildikten sonra orada nihai kontrolleri gerçekleşir. Uygun olmayanların iadesi yapılır. Dolayısıyla piyasaya sunulmadan önce madeni para bu 3 aşamalı kontrolden geçer." Günlük ortalama 2,5 milyar adet üretim kapasiteleri olduğunu dile getiren Yıldız, Kartal'daki yerleşkenin ise hem yeni kapasite oluşturduğunu hem de ana merkezin yedek hattı olduğunu ifade etti.